Borçlunun Haline Münasip Evinin Haczedilmezliği
Yazan: Admin | 06 Eylül 2020
Borçlunun Haline Münasip Evinin Haczedilmezliği

GİRİŞ

[1]Haciz,borçlunun borcunu kendi arzusu ile ödememesi halinde alacaklının talebi üzerine borçlunun borca yetecek mal ve hakkına devlet aracılığı ile el konulmasıdır.[2] Kural olarak tüm malvarlığı ile sorumlu olan borçlunun kendi nezdindeki ve üçüncü kişilerin elindeki bütün taşınır, taşınmaz mal ve haklarına haciz konulabilir. Ancak icra hukuku, cebri icra yoluyla hakkının yerine getirilmesini talep eden alacaklının yanında, diğer alacaklıların, borçlunun ve üçüncü kişilerin menfaatlerini de dikkate alarak bu kişiler arasındaki menfaat dengesini kurmak zorundadır. Özellikle alacaklının alacağına kavuşması için borçlunun tüm malvarlığı haczedilip satılarak, borçlu topluma muhtaç hale getirilip borçlu ve ailesinin menfaatlerinin de gözetilmesi amacıyla kanun koyucu İcra İflas Kanunu m.82 ‘de yer verdiği düzenlemelerle çeşitli sınırlandırmalar öngörmüştür. Bu sınırlandırmalar ile haczi caiz olmayan mallara yer vermiştir. Bu madde kapsamında haczi caiz olmayan mallardan şüphesiz ki en önemlilerinden biri de borçlunun ve ailesinin yaşamsal faaliyetlerinin merkezi olan haline münasip evleridir. Bu düzenlemenin amacı, aile birliğinin ve bütünlüğünün devamını sağlamak aksi halde borçluyu borcundan dolayı bu haktan yoksun bırakmak; insan haklarına ve sosyal devlet ilkesine aykırılık teşkil edecektir.

 HALİNE MÜNASİP EV KAVRAMI

Madde de yer alan ‘ev’ kavramından maksat, yerel ve mahalli örf ve adete göre mesken(konut) olmaya elverişli yerlerdir. Bağımsız ev,apartman dairesi, bağımsız bir ev, kat mülkiyeti kanununa tabi bağımsız bir bölüm veya bir apartmandaki paylı mülkiyet payı ve el birliği mülkiyeti m.82/12 kapsamında mesken sayılır. Ancak boş arsa m.82/12 kapsamında mesken  olarak kabul edilmez.[3]

İcra İflas Kanunu’nu m.82/1.f-12 ‘de anılan haline münasip ev kavramından; borçlunun mali ve sosyal mevkii ile borçlunun ve ailesinin ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek asgari şartları haiz meskeni anlamak gerekir. Yargıtay bir kararında ‘Meskeniyet itirazında bulunulan ev mahkemece haczin kardırılmasına karar verilen 1859 nolu parselin de bulunmaktadır. Bilirkişi raporunda; evin minimum şartlarda barınmayı sağladığı belirtilmektedir. Açıklanan nedenle; ev ile ilgili meskeniyet iddiasının kabulüne karar verilmesi gerekirken ev ayrı tutularak yazılı şekilde evin barınak olduğu bir ailenin oturmasına münasip mesken niteliği bulunmadığından bahisle meskeniyet iddiasının reddi isabetsizdir.[4]’şeklinde hüküm verilmiş olup barınak, bağ evi vb. yerlerinde barınma ihtiyacını karşılamaya elverişli olması halinde haline münasip ev kabul edileceği belirtilmiştir.

Haline münasip evin tespitinde borçlunun sosyal,ekonomik,durumu,evde yaşayan kişi sayısı gibi hususlarda göz önünde bulundurulmalıdır.Haline münasip ev sayılmayan evin satışı sonucunda borçlunun gece konduda yaşamaya mecbur bırakılması düşünülemez olup Yargıtay’ın vermiş olduğu kararlarında bu doğrultuda olduğunu söylemek isabetlidir.

Ayrıca belirtmek gerekir ki Yargıtay İçtihatlarında da yer aldığı üzere borçlunun yaşadığı konutun borçlunun mali ve sosyal durumu ile uyumlu olması gerekir.Örneğin bir apartman dairesinde oturan borçlu ile bir villada oturan borçlunun durumu farklı değerlendirmeye tabi tutulacaktır.Zira borçlunun evinin satılması,borçlu ve ailesinin sosyal yaşantısını olumsuz şekilde etkilemeyecek ve topluma muhtaç etmeyecek nitelikte olmalıdır.

BORÇLUNUN AİLESİNİN MESKENİYET İDDİASINA ETKİSİ

İcra İflas Kanunu’nda ‘aile’ kavramı kullanılmıştır ancak tanımı yer almamaktadır.Türk Medeni Kanunu’nda bu kavram 3 şekilde belirtilmektedir.

Dar Anlamda Aile:Yalnızca eşlerin oturduğu birlik dar aileyi karşılamaktadır.[5]

Geniş Anlamda Aile:Eşlerin yanında çocuklarında yer aldığı aile kavramıdır.

En Geniş Anlamda Aile:Bir ev başkanının yönetiminde aynı çatı altında yaşayan kişilerden oluşan aile kavramıdır.

Yargıtay’ın vermiş olduğu kararlar doğrultusunda İcra ve İflas Kanunu’nun 82. maddesindeki aile kavramının en geniş aile olarak yorumlamak gerektiği kanaatindeyiz.En geniş anlamda aile;borçlu ile birlikte oturan eş,çocuklar,bakıma muhtaç olan;borçlu ve eşinin;anne,baba,kardeşi,hala,dayı,yeğen gibi kan ve kayın hısımlarını da içine alan aile kavramıdır.Yargıtay’ın aile kavramına ilişkin vermiş olduğu bazı kararları şöyle sıralayabiliriz;

‘…Buradaki ‘aile’terimi,geniş anlamda aile olup,borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan,bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar...’[6]

‘Birlikte yaşamakta olduğu anlaşılan borçlunun evli kızı ile damadı da kanunen aile efradından sayılacağına ve haczolunan evin borçlu ve aile efradının ihtiyacı için lüzumlu olduğuna yapılan tetkike müsteniden mercice kanaat getirilmiş olmasına…’[7]

BORÇLUNUN MESKENİYET İDDİASINDA BULUNMASI(HACZEDİLEMEZLİK ŞİKAYETİ)

‘İcra memuru,haczi talep edilen mal ve hakların haczinin caiz olup olmadığını değerlendirir ve talebin kabulüne veya reddine karar verir.[8] İİK M.82/1-12’de anılan hüküm gereğince borçlunun haline münasip evinin haczedilmesi durumunda borçlu şikayet yoluna başvurabilir.Haczedilemezlik şikayetinde bulunabilmek için kira istisnası haricinde borçlunun bizzat evde ikamet etmesi şartı aranmaktadır.Borçluya ait evde borçlu bizzat ikamet etmiyorsa ve buradan gelen kira geliri ile de kirasını ödemiyorsa bu ev haczedilmezlik şikayetinde bulunulmaz.Uygulamada ‘meskeniyet şikayeti’ olarakta anılan haczedilmezlik iddiasının ileri sürülmesi,İİK m.16/1 kapsamında şikayet olup haczin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır.Öngörülen yedi günlük süre hak düşürücü süredir dolayısıyla icra mahkemesi tarafından re’sen gözetilmesi gereklidir.

İcra mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucu şikayet yerinde görülürse mahkeme borçlunun evi üzerine konulan haczi kaldıracaktır.Meskeniyet itirazının reddi halinde ortaya çeşitli ihtimaller çıkmaktadır.İtiraz tamamen reddebilebileceği gibi bilirkişi raporunda haline münasip ev için tespit edilen rakam evin mevcut değerinden daha düşük ise mahkeme evin satışına karar verip borçluya haline münasip ev alabilmesi için bilirkişi tarafından tespit edilen rakamın verilmesi yönünde karar verecektir.Borçlunun mevcutta oturduğu evi satılacak bu satıştan elde edilecek paranın bilirkişi tarafından tespit edilen kısmı borçluya haline münasip ev alması için verilecek kalan kısım ise alacaklıya ödenecektir.

Borçlu haline münasip ev için daha önceden ipotek vermiş ise Yargıtay’ın Birleşmiş İçtihatları doğrultusunda bu ipoteğin hangi amaçla verildiği incelenerek mahkeme şikayet hususunda karar verecektir.Eğer ipotek zorunlu olarak konmuşsa mahkeme yapılan şikayeti diğer hususların olması halinde kabul edecektir ancak konulan ipotek zorunlu olmayan nedenlere dayanıyorsa mahkeme şikayeti reddedecektir.Aynı zamanda eğer borçlu evi alırken kredi kullanmışsa bu kredi bedelini ödememek için haczedilmezlik itirazında bulunması halinde de itirazın reddine karar verilecektir zira borcun nedeni evin kredi ile alınmasıdır.

BORÇLUNUN MESKENİYET İDDİASININ TAKİBE ETKİSİ

Şikayet,niteliği itibariyle icra ve iflas dairelerinin icra hukuka aykırı olan işlemlerinin iptali veya düzeltilmesini sağlamak için kabul edilmiş bir başvuru yolu veya hukuki çaredir.[9]İcra ve İflas Kanunu m.22 deki hüküm gereğince; icra mahkemesince karar verilmedikçe icra takibini durdurmaz.İcra mahkemesi şikayeti aldıktan sonra talep üzerine veya re’sen icranın geri bırakılmasına karar karar verebilir.Karar alınmadıkça,şikayet üzerine icra takibinin kendiliğinden durması söz konusu değildir.

Meskeniyet şikayeti ile icranın durdurulmasına karar verilmemesi halinde kalan takip aşamalarına devam edilecektir.Nitekim Yargıtay,mahkemece satışın durdurulmasına yönelik bir tedbir kararı olmadığından bahisle,satış işlemleri için dava sonucunun beklenilmesine karar verilmesini isabetsiz bulmuştur.[10]

MESKENİYET İDDİASINDAN FERAGAT

Feragat sözlük anlamı itibariyle vazgeçme anlamına gelmektedir.[11]Borçlu,haczedilen mesken üzerinde haczin devam etmesine muvafakat gösterirse bu kabul borçlu için bağlayıcı niteliktedir.Bu halde borçlunun meskeniyet iddiasından feragati söz konusudur.Meskeniyet iddiasından feragat,açık bir muvafakat ile olabileceği gibi haczin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük süre içerisinde şikayette bulunulmaması şeklinde zımni de olabilir.

Öğretide borçlunun haczedilmezlik iddiasından feragat etmesinin aile fertlerini bağlamayacağını,hükmün koruma amacına göre onların da şikayet hakkına sahip olduklarının kabul edildiği durumlarda feragate rağmen haczedilmezlik iddiasını ileri sürebilecekleri kabul edilmektedir.[12]

TMK m.194  ‘Eşlerden biri,diğer eşin açık rızası bulunmadıkça,aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez,aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.’hükmü gereğince,eşlerin her ikisinin de haczedilmezlik şikayetini ileri sürmesi mümkün olmalıdır.Nitekim eşlerden biri alacaklının icra takibi dolayısıyla korkulu rüya görürken ötekinin rahat uyuduğu düşünülemez.

 HALİNE MÜNASİP EVİN SATILMASI

İcra mahkemesi, borçlu tarafından ileri sürülen meskeniyet şikayetinin kabulüne bilirkişi ve keşif gibi  delillerine dayanarak karar verir.Bu halde öncelikle yapılması gereken şikayete konu olan evin, haline münasip ev olup olmadığını bilirkişi yardımıyla yahut keşifle inceleyerek kanaat getirmektir.Şayet şikayete konu olan ev haline münasip ev olarak tespit edilirse,borçlunun evi sadece kendisi ve ailesinin asgari geçimine yaradığı için haczedilemez.Fakat asıl olan alacaklının borcunun ödenmesi olduğundan,söz konusu ev haline münasip ev niteliğini haiz değilse uzman bilirkişi tarafından borçlunun sosyo-ekonomik durumu,bakmakla yükümlü olduğu kimselerle birlikte ve aynı fertleride dikkate alınarak haline uygun bir evin satın alma bedeli belirlenir.Belirlenen miktar borçluya haline münasip bir ev alması için bırakılırken kalan tutar ise alacaklıya verilir.Yargıtay’ın da bu yönde vermiş olduğu kararları mevcuttur.[13]

SONUÇ

Haciz, borcunu ödemeyen borçlunun, borcunun devletin cebri icra kanalı ile alınmaya çalışıldığı önemli bir yaptırımdır. Ancak bu yaptırımın amacının sadece alacaklının menfaatini gözetip hiçbir kurala tabi olmadan sırf borcunu ödeyemediği için borçlunun birtakım hak ve değerlerinin göz ardı edilmesi hakkaniyetsiz ve adil değildir.Bu kapsamda cebri icra hukukunun keyfi bir şekilde kullanılması ve borçlu ile beraber ailesinin de menfaatinin göz önünde bulundurulması kapsamında belli kurallar getirilerek alacaklı ve borçlunun menfaatleri dengelenmelidir.

Bu amaçla kanunlarımızda gerek borçlunun gerekse ailesinin korunması amacı ile kısmen veya tamamen haczedilemeyecek alacak ve haklar öngörülmüştür. İcra ve İflas Kanunumuzun 82. ve 83. maddelerinde  bu hak ve alacakların neler olduğu tahdidi sayımla belirtilmiştir. İcra ve İflas Kanunu m.82/12. bendi; borçlunun ve ailesinin haline münasip meskeninin kural olarak haczedilemeyeceğini göstermiştir.

Düzenlemenin amacı ,Anayasada toplumun temeli olarak kabul edilen ailenin birlik ve bütünlüğünün devamını sağlamaktır ki bu sosyal devlet olmanın bir sonucudur.Günümüz ekonomik koşulları da göz önünde bulundurulduğu takdirde borçlunun haline münasip evinin haczi borçlu ve ailesi ekonomik anlamda da olumsuz etkileyecektir.

İcra ve İflas Kanunu’nun bu hükümleri göz önünde bulundurulduğunda bir malın haczedilebilir nitelikte olup olmadığını belirlemek noktasında takdir yetkisinin icra müdüründe olduğunu belirtmiştik. Ancak mesken hacizlerinde,meskenlerin genelde sahip olduğunun altında  değerde bir meblağ teşkil ettiği  ve icra müdürünün de haczedilemez olduğuna karar vermesi durumunda alacaklının şikayet yoluna başvurması halinde bile borçlunun evi satması veyahut buna bağlı birtakım işlemleri yapması halinde alacaklının mağduriyeti de söz konusu olacaktır.Bu kapsamda bu tür endişelerin giderilmesi için kanun koyucunun bu kapsamda gerekli düzenlemeleri yapmasının daha isabetli olacağı kanaatindeyiz.

İcra ve İflas Kanununda borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunabileceği öngörülmüştür. Bu düzenleme ,alacağını elde etmek için takipte bulunma hakkına sahip olan alacaklının yanında borçlu ve ailesinin de menfaatlerini gözetmesi bakımından silahların eşitliği ilkesinin bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır.Meskenin haczedilebilirliğinin tespiti için icra müdürüne verilmiş olan takdir yetkisinin keyfi bir şekilde kullanılmasının da önüne geçilmiş bulunulmaktadır.

                                               KAYNAKÇA

Akil Cenk,Yargıtay Kararları Işığında Haline Münasip Evin Haczedilmezliği(Meskeniyet)İddiası(İİK m.82/12) s.776

Arslan,Yılmaz:İcra ve İflas Hukuku,5.Bası,Ankara,2019, s.76

AY,2709 Sayılı TC.Anayasası

Bulut,Uğur:Borçlunun Haline Münasip Evinde İpotek Tesisi Ve Haczedilmezlikten Feragat(Makale)

Evren,Kılıçoğlu,İcra Sözleşmeleri,İstanbul 2005, s.133

İcra ve İflas Kanunu

Kazancı İçtihat Bankası, http://kazanci.com, erişim 18.07.2017

Kuru Baki,Arslan Ramazan,Yılmaz Ejder; İcra ve İflas Hukuku,Yetkin,Ankara 2014

Önder Özbakır Senem:Borçlunun Haline Münasip Evinin Haczedilmezliği(Yüksek Lisans Tezi) İstanbul,2010

Öztan,Bilge;Medeni Hukukun Temel Kavramları,28.Bası,Ankara s.403

Pehlivanl,M.Gündüz,Açıklamalı İcra ve İflas Kanunu C.1, Ankara

Postacıoğlu,İlhan E./Altay Sümer:İcra Hukuku Esasları, 5.Bası,İstanbul 2010 s.359

Yılmaz,Ejder:Hukuk Sözlüğü,10.Bası,2011 s.423

Türk Medeni Kanunu

 

 

[1] Sedanur Karasu 162001157

[2] Postacıoğlu,İlhan E./Altay  Sümer:İcra Hukuku Esasları,5.Baskı,İstanbul 2010,s.359

[3] Pehlivanlı,M.Gündüz,Açıklamalı İcra İflas Kanunu C.1 Ankara

[4] 12.HD.31.1.2005 E.2005/6853 K

[5] ÖZTAN,Bilge;Medeni Hukukun Temel Kavramları, 28.Bası,Ankara  s.403

[6] Y.21.HD. E.2016/3044. K 2016/8313, T 15.2.2016(KAZANCI)

[7] Y.İDD. 13.5.1954 T.1988 K.2307(KAZANCI)

[8] İİK m.82/4

[9] Arslan,Yılmaz:İcra ve İflas Hukuku,5.Bası,Ankara,2019, s.76Y

[10] Y. 12. HD, E. 2016/7127, K. 2017/420 ,T. 17.1.2017(KAZANCI)

[11] YILMAZ,Ejder:Hukuk Sözlüğü,10.Bası,2011 s.423

[12] Evren ,Kılıçoğlu,İcra Sözleşmeleri,İstanbul 2005 s.133

[13] ’…Mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca,mahcuzun satılarask borçlunun haline münasip ev almması için gerekli olan 145.000,00 TL’nin kendisine,artanın alacaklıya ödenmesine…’ karar verilmiştir.

Bize Hemen Ulaşın

Barulay Hukuk Bürosu, başta Bursa olmak üzere Türkiye’nin birçok ilinde yerel hukuk bürolarıyla işbirliği halinde olduğu hukuk bürolarıyla müvekkillerine hizmet vermektedir.